Doğuştan Katarakt (Konjenital Katarakt) Nedir?
Doğuştan katarakt, bebeklerde doğumda mevcut olan veya yaşamın ilk yılı içinde gelişen lensin saydamlığını kaybetmesi durumudur. Tek veya çift taraflı olabilir. Lensin opaklaşması, ışığın retinaya ulaşmasını engelleyerek görme gelişimini ciddi şekilde tehdit eder. Erken teşhis ve müdahale, kalıcı görme kaybını (göz tembelliği veya ambliyopi) önlemek için hayati öneme sahiptir.
Doğuştan Kataraktın Tedavi Yaklaşımı
Tedavi, kataraktın yoğunluğuna, tek veya çift taraflı olmasına, bebeğin yaşına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Temel prensip, görsel gelişimi engelleyen opak lensin cerrahi olarak çıkarılması ve ardından görme rehabilitasyonunun sağlanmasıdır.
- 1. Cerrahi Tedavi (Katarakt Ekstraksiyonu): Ana tedavi yöntemidir. Ameliyat genellikle genel anestezi altında yapılır.
- Ameliyat Tekniği: Lensin ön kapsülü açılır, opak lens materyali (çekirdek ve korteks) özel aletlerle temizlenir. Çoğu zaman lensin arka kapsülü ve vitreusun ön kısmı da (vitrektomi) temizlenir. Bu, ameliyat sonrası opaklaşma (arka kapsül kesafeti) riskini azaltmak için önemlidir.
- Ameliyat Zamanlaması: Kritik bir karardır. Yoğun, merkezi yerleşimli ve görme aksını tamamen kapatan kataraktlarda mümkün olan en kısa sürede (genellikle yaşamın ilk 4-8 haftası içinde) ameliyat önerilir. Görme aksını tamamen kapatmayan kısmi (parsiyel) kataraktlarda ise cerrahi zamanlaması için daha bireysel bir değerlendirme yapılır.
2. Cerrahi Sonrası Görme Rehabilitasyonu:
Lens çıkarıldığı için göz odaklama yeteneğini kaybeder (afaki). Bu nedenle ameliyat tek başına yeterli değildir. Görsel uyarının retinaya net bir şekilde ulaşması için mutlaka lensin yerini alacak bir düzeltme yapılmalıdır. Bu, ameliyat sırasında veya sonrasında sağlanır.
- Göz İçi Lens (GİL) İmplantasyonu: Ameliyat sırasında, çıkarılan doğal lensin yerine yapay bir lens yerleştirilmesidir. Günümüzde 1 yaş üzerindeki bebeklerde sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. 1 yaş altında ise gözün büyüme hızı ve komplikasyon riskleri nedeniyle uygunluk durumu çocuk göz doktoru tarafından değerlendirilir. GİL'nin gücü, çocuğun erişkinlikteki kırma gücü hesaplanarak belirlenir.
- Kontakt Lensler: Özellikle tek taraflı afakide ve göz içi lens takılamayan küçük bebeklerde altın standarttır. Yüksek numaralı, özel olarak tasarlanmış kontakt lensler reçete edilir. Ailelerin lens takıp çıkarma ve bakımını öğrenmesi gerekir. Bebeğin gözü hızla büyüdüğü için lens numarası sık sık değiştirilmelidir.
- Gözlükler: Daha çok iki taraflı afaki olgularda kullanılır. Kalın ve ağır olabilirler, ancak bakımı kolaydır.
3. Göz Tembelliği (Ambliyopi) Tedavisi:
Bu, tedavinin en zorlu ve uzun süren kısmıdır. Özellikle tek taraflı kataraktlarda, ameliyat sonrası sağlam gözün kapatılması (kapama tedavisi) tembel gözün görme seviyesini artırmak için mutlaka uygulanır. Kapama tedavisinin süresi ve sıklığı çocuğun yaşına ve görme düzeyine göre belirlenir ve düzenli takip gerektirir. Ailenin bu tedaviye uyumu başarıyı doğrudan etkiler.
4. Düzenli Takip ve Muayeneler:
Cerrahi sonrası çocuk, göz doktoru tarafından ömür boyu düzenli aralıklarla takip edilmelidir. Bu takiplerde:
- Görme keskinliği değerlendirmesi
- Kırma kusuru (miyopi, hipermetropi, astigmatizma) ölçümü ve gözlük/lenste ayarlamalar
- Göz tembelliği tedavisinin etkinliğinin izlenmesi
- Göz içi basıncı kontrolü (glokom gelişimi açısından - önemli bir cerrahi sonrası komplikasyon)
- Şaşılık gelişimi açısından değerlendirme yapılır.
Önemli Uyarılar ve Sonuç
- Doğuştan katarakt acil bir durumdur. Yenidoğan ve bebeklerde her iki göz bebeğinin simetrik, parlak ve beyaz görünmesi, bebeğin ışığa veya renkli nesnelere tepki vermesi önemlidir. Ebeveynler göz bebeğinde beyazlık (lökokori) veya şaşılık fark ederlere derhal bir çocuk göz hastalıkları uzmanına başvurmalıdır.
- Başarılı bir sonuç için erken teşhis, zamanında cerrahi, etkin görme rehabilitasyonu (lens düzeltmesi) ve yoğun bir göz tembelliği tedavisi ile düzenli uzun süreli takip bir bütün olarak ele alınmalıdır.
- Doğuştan kataraktın nedeni (ailede genetik geçiş, hamilelikte geçirilen enfeksiyonlar, metabolik hastalıklar vb.) araştırılmalı ve gerekli durumlarda genetik danışmanlık alınmalıdır.
Tedavi edilen çocukların önemli bir kısmı, okul çağına uygun görme seviyelerine ulaşabilir ve normal bir sosyal yaşam sürdürebilir. |